"Serbest Mimarlar Dernekleri 5. Çalıştay"ı, 7-9 Kasım tarihleri arasında İzmir Çeşme'de yapıldı.
Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD), İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İSMD) ve İzmir Serbest Mimarlar Derneği (İzmir SMD) üyesi olan 80 mimar, bu yıl beşincisi yapılan mimarlık çalıştayında, meslek etiği ve mimari kimlik konularını tartıştı. Kalebodur desteği ile düzenlenen çalıştaya ayrıca; tasarım, mimarlık ve gayrimenkul sektör dergilerinin temsilcileri de katılarak destek verdi.
Çalıştayda aşağıdaki konular değerlendirildi ve kararlaştırıldı:
Mimarlık mesleği, etik sorunlar ve mesleki kimlik açısından, Cumhuriyet tarihinin en problemli dönemlerini yaşıyor. Yapıların içinde yer aldıkları çevre ve kent kimliği ile uyumu ve kamu yararı gibi konularda önemli etik sorunlarla karşılaşan mimarlar, mesleki haklarına getirilen yasal sınırlamalar nedeniyle de sorun yaşıyorlar.
Mimarın topluma, işverene ve meslektaşlarına karşı olan sorumluluklarını tanımlayan SMD'ler meslek etiği kurallarının (ya da mesleki ahlak ilkelerinin) yaygınlaştırılması, benimsetilmesi ve denetlenmesi için SMD'ler aktif rol üstelenecektir.
Gücünü sanat ve kültürden alan mimarlık ticari değil, mesleki bir faaliyettir. Proje ve yapı elde etme süreçlerinde yaşanan sorunlar, şaşırtıcı emsal uygulamaları ve dayatmaları mimarlık mesleğinin icrasını zorlaştırmaktadır.
Mimarlık hizmetlerin kontrol ve denetim sistemi doğru işlememektedir. Toplumsal yarar, rekabet ortamının iyileştirilmesi ve hizmet kalitesinin artırılması için hem işvereni hem de mimarı düzenleyen mesleki sorumluluk sigortası önemli bir denetleyici mekanizmadır. Mesleki sorumluluk sigortasının uygulanması ve yaygınlaştırılması konusunda SMD'ler olarak çalışma yapılacaktır.
Mimarlık mesleğinin saygınlığı her geçen gün zarar görmektedir. Hem mesleğin saygınlığı hem de toplumsal sorumluluğun gereği olarak, SMD'ler ortak hareket edecek ve mesleki sorunlar hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir.
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle mimari eser ve projelerin özgün fikir ifade edip etmediğinin bir estetik komisyon tarafından belirlenmesi, bir başka deyişle eser niteliğinde olup olmadığının koşullara bağlanmış olması ve buna bağlı olarak mimarların telif haklarına kısıtlama getirilmiş olması hukuki ve mimari açıdan son derece sakıncalıdır.
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nde yapılan yasal düzenlemeyle ortadan kaldırılan telif hakları ile ilgili SMD'lerin açmış olduğu ve devam eden dava süreci konusunda bilgilendirme yapılmıştır.
Kamu projelerinde mimarlardan telif haklarının kuruma devredilmesinin talep edilmesi, ihalelerde mimarlık proje hizmet oranlarının düşürülmesi, odaların proje tescil sisteminin kaldırılarak mimar olmayan kişilere proje yapma yolunun açılması gibi bir dizi uygulama ile mimarlık mesleği bilinçli bir şekilde itibarsızlaştırılmaktadır. Bu düşüncenin sonuçları daha fazla betonlaşma, doğaya daha fazla zarar ve daha niteliksiz yapısal çevre olarak kamuya dönecektir. SMD'ler olarak meslek yasasının çıkarılması için çalışmaların devam etmesi gerekmektedir.