Tamer Aksüt
EkoAdm - Ekolojik Yapılar Mimarlık
İzmirSMD Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aksüt, bi-özet bülten için gündemi değerlendirdi.
Covid Sonrası - Mimarlık
İçinde bulunduğumuz süreç daha önce hiç deneyimlemediğimiz, bilmediğimiz şekilde ilerlemeye devam ediyor. İnsanlık bir taraftan kendini, doğasını daha yakından tanımaya çalışırken, evrensel kuralların farkına varıyor, doğal olanı keşfederek tekrar kullanmayı öğreniyor, yaşamını devam ettirmeye odaklanıyor. İnsanlığın yeniden doğayı, doğalı arayışı artık her an, her yerde daha çok önümüze geliyor.
Diğer taraftan ileri seviye elektronik, gittikçe hızlanarak adapte oluyor bizlere, mesleğimize... Artık insanlık, insan-doğa duruşunu daha farklı düşünmeye başladı. Bu durum mimarlık eylemi içerisinde de çok daha öne çıkmaya başlayacak gibi gözüküyor.
80-90’larda WEB 1.0: Bağlantı 15 dk sürer.
2000’lerde WEB 2.0: Önce tüplü ekran, sonra LED ekran.
2021 (günümüz) WEB 3.0 (2025-2027 konuşuluyor): Artırılmış gerçeklik.
Son 50 yılda 500 senelik inanılmaz bir teknolojik zıplama yaşıyoruz. Bu, çok hızlı adaptasyon gerektiren, insanoğlunun yaşam rezonansına, ritmine aykırı bir durum. Beden kimyası organik kullanıma dönmek isterken dijital yapı daha da fazla çevremizi sarıyor. Bu bir paradoks.
Pandemi sonrası yeni olağan içerisinde mimarlık mesleğini nasıl konumlandıracağız? Nasıl devam ettireceğiz? Yeni iş modelleri geliştirmek lazım. Geleceği tasarlamak gerekiyor. Pandemide yeni dalgalar gelirse bu değişim gecikecek.
Yeni iş modelleri geliştirmek diyoruz: 5G teknolojisi için büyük tedarikçi Çin. Bu alan büyük oranda Çin’in kontrolünde. Pandemi süreciyle e-ticaret sirkülasyonu kontrolü, salgın sonrasında çok büyük oranda Çin’e geçti.
Alışveriş ekonomisi değişecek, e-ticaret artacak. Dronlar her konuda sistemin içine dahil olacak. AVM’ler içerisinde yeni aktiviteler oluşacak, farklı iş kolları girecek.
Tüm bunları mimarlık mesleği üzerinden yorumlamak gerekirse: Bir süredir mimarlık, ağırlıklı olarak mimarlar tarafından yapılmıyor. Ticaret, ekonomi ve sürdürülebilir devamlılık hiç olmadığı kadar mimaride önemli olacak.
“Pandemic Architecture” adı altında yeni bir akım üzerine düşünceler, söyleşiler, konuşmalar, fikir yarışmaları yapılmaya başladı. Belki mimarlık çok daha bireysel (kısıtlı imkanlı), çok daha fazla bilgisayar (artırılmış gerçeklik) ağırlıklı olacak.
Minimum sayıda çalışanla üretilmiş tasarım ve görseller ile mimari, çok sınırlı ve güçlü bir azınlık tarafından icra edilecek. Artırılmış gerçeklik tamamen mimariyi absorbe edecek. Çok farklı yan kollar gelişecek, ortaya çıkacak. Mimari, mühendislik ile daha çok iç içe girecek gibi gözüküyor. Sonunda, özellikle ülkemizde yapılagelen inşaat uygulamalarının, çılgın projelerin, aşırı yapı üretiminin durup düşünmesi gerekecek.
İnşaat, coğrafi sistemin, ekosistemin, tabiatın üzerine yürüyemez. Doğa cevabını verir, ve bunu çok açık bir şekilde hepimize göstermiştir. Mesleğimizle ilgili herkesi, tüm mimarları harekete geçirecek bir heyecan dalgası yaratmalıyız. Önce yakın çevre dönüşüme ayak uydurmalı; sonra ülke ve küresel anlamda bir şemsiye ağ, bilgi, paylaşım, iletişim ağı oluşturmalıyız. Bu anlamda tüm bilgi, birikim ve becerilerimizi kullanmalıyız.